İş Kazası

Yıllar boyunca yabancı bir ülkede çalışarak ailesine bakmayı başaran 35 yaşındaki Ahmet, bir iş kazası sonucu belini kırar. Hayatının tam ortasında yaşadığı bu acı olay, onu yabancı bir ülkede, kendi dilini ve kültürünü bilmediği bir ortamda sıkıntılı bir yolculuğa sürükler.

Önemli bir tedavi süreci geçiren Ahmet, yabancı ülkede yalnızlık, dil bariyerleri ve kültürel farklılıklarla boğuşurken, içsel bir mücadele de vermek zorundadır. Yeni bir hayata başlamak için gücünü toplamalı ve umutsuzluğa kapılmadan ilerlemelidir.

Ahmet iyileşmenin yanı sıra kendine olan güvenini de yeniden kazanır. Yabancı ülkede ona yardımcı olan insanlarla bir bağ kurar ve bir aile gibi hissetmeye başlar. Ancak Ahmet’in en büyük arzusu, sevdiklerine güvenli bir şekilde ulaşmaktır. Elindeki imkânları değerlendirerek ve arkadaşlarının yardımları sayesinde tedavi sonrası ülkesine dönme fırsatı bulur. Şimdi hayatını yeniden kurma yolunda ilerler.

Ailesinin yanına dönebilme umuduyla kararlılıkla çalışır ve biriktirdiği parayla geri dönüş bileti alır. Sonunda, kahramanımız ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşar ve uzun süren mücadelenin ardından hayatını yeniden inşa eder.

Ahmet yabancı bir ülke iş kazası geçirmesine rağmen şansı yaver gitmiş ve kendisi gibi Türk olan bir doktora rastlaması ona çok büyük destek sağlamıştı.

Dil bariyerlerini aşmaya çalışırken, şans ona gülümser ve kendisi gibi Türk olan bir doktorla karşılaşır.

Bu doktor, Ahmet’e sadece tıbbi yardım sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ona moral ve destek vererek yol gösterir. Ahmet için bir güven kaynağı haline gelen doktor, yabancı ülkede yaşadığı sıkıntılara anlayışla yaklaşır ve ona yeni hayatında rehberlik eder.

Ahmet’in tedavi süreci boyunca doktorunun desteğiyle ilerlemesi, iyileşme sürecini hızlandırır ve umut dolu bir geleceğe olan inancını pekiştirir. Doktor, sadece bir sağlık profesyoneli değil, aynı zamanda Ahmet’in yabancı ülkede bir aile gibi hissetmesini sağlayan bir dosttur.

Ahmet, doktorun yardımıyla ve sonunda biriktirdiği parayla ailesini görmek için geri dönebilme fırsatı yakalar.

Hikaye, iş kazası sonrası hayatı alt üst olan Ahmet’in, kendisi gibi Türk olan bir doktorun destek ve rehberliğiyle yeni bir hayata başlama mücadelesini anlatır. Yabancı ülkede yaşadığı sıkıntılara rağmen şansın ona güldüğü bu hikaye, dostluğun ve yardımlaşmanın gücünü vurgulayarak mutlu bir sona ulaşır.

İş kazalarının riskleri nelerdir?

İş kazaları, çalışma ortamında meydana gelen ve çalışanların sağlık ve güvenliğini etkileyen olaylardır. İş kazalarının birçok riski vardır ve bu riskler, çalışma ortamına, işin doğasına ve kullanılan ekipmanlara bağlı olarak değişebilir. İş kazalarının bazı yaygın riskleri şunlardır:

Fiziksel Tehlikeler: İş kazalarının en yaygın nedenlerinden biri, çalışma ortamında bulunan fiziksel tehlikelerdir. Bu tehlikeler arasında yükseklikten düşmeler, kaymalar ve tökezlemeler, düşen nesnelerin neden olduğu darbeler, kesici ve delici aletlerin kullanımıyla ilgili riskler yer alır.

Kimyasal Tehlikeler: Kimyasal maddelerin kullanıldığı iş yerlerinde, maruziyet sonucu zehirlenmeler, yanıklar, solunum problemleri gibi riskler bulunur. Kimyasal maddelerin doğru şekilde depolanması, kullanılması ve etiketlenmesi önemlidir.

Biyolojik Tehlikeler: Sağlık sektörü, laboratuvarlar ve hayvancılık gibi alanlarda çalışanlar, biyolojik tehlikelere maruz kalabilir. Bu tehlikeler arasında enfeksiyon hastalıkları, virüsler ve mikroorganizmaların yayılması gibi riskler yer alır.

Ergonomik Tehlikeler: İş yerindeki ergonomik faktörler, çalışanların fiziksel sağlığı üzerinde etkili olabilir. Yanlış duruş, tekrarlayan hareketler, yetersiz aydınlatma, kötü çalışma düzeni gibi faktörler, kas-iskelet sistemi problemlerine, sırt ağrılarına, kas yorgunluğuna neden olabilir.

Psikososyal Tehlikeler: İş kazalarıyla ilgili riskler sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikososyal faktörleri de içerir. Yoğun iş yükü, stres, işyeri şiddeti, mobbing gibi unsurlar çalışanların psikolojik sağlığını etkileyebilir ve iş kazalarına yol açabilir.

Elektrik Tehlikeleri: Elektrikle çalışan sektörlerde çalışanlar, elektrik çarpması, yangın ve patlama riskleriyle karşı karşıya olabilir. Yanlış kullanılan elektrik ekipmanları, kötü bakım, elektrik kontağı gibi durumlar tehlikelidir.

Bu sadece genel bir liste olup, iş kazalarının riskleri çeşitli sektörlerde farklılık gösterebilir. İş sağlığı ve güvenliği önlemleri alarak, riskleri minimize etmek ve çalışanların güvenliğini sağlamak önemlidir.

İnşaat ve Şantiye İşçilerinin Krşılaşabileceği Riskler

İnşaat ve şantiye işçileri, çalıştıkları sektörün doğası gereği bir dizi potansiyel riskle karşı karşıya kalabilir. İşçilerin güvenliği ve sağlığı için dikkate alınması gereken bazı yaygın riskler şunlardır:

Yüksekten Düşme: İnşaat işçileri genellikle yükseklikte çalışır ve binaların çatılarında, iskelelerde veya merdivenlerde çalışma yapabilir. Yanlış yerleştirilmiş veya güvenli olmayan iskeleler, düşmelerin en yaygın nedenidir.

Şantiye Araçları ve Ekipmanları: İnşaat sahalarında ağır makineler, forkliftler, vinçler ve diğer araçlar kullanılır. Bu araçlarla çalışmak sırasında operatör hataları, yetersiz eğitim veya dikkatsizlik sonucu kazalar meydana gelebilir.

Malzeme Düşmesi: İnşaat sahasında çalışan işçiler, yukarıdan düşen malzemelerin neden olduğu risklerle karşı karşıya kalabilir. İnşaat malzemelerinin doğru şekilde depolanmaması veya güvenli olmayan kaldırma yöntemleri, malzeme düşmesi riskini artırır.

Elektrik Şokları: İnşaat sahalarında elektrik enerjisi kullanılır ve yanlış kablo bağlantıları, hasarlı elektrik ekipmanları veya maruz kalmış teller gibi nedenlerle elektrik çarpmaları riski ortaya çıkabilir.

Kazıcı Delici Aletler ve Kesici Aletler: İnşaat işçileri, kazıcı delici aletler (balyozlar, çekiçler) ve kesici aletler (testere, bıçak) gibi el aletleri kullanırken kesilmeler, yaralanmalar ve kanamalar riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Tünel Çalışmaları: Tünel yapımı veya kazı çalışmaları sırasında işçiler, çökme, toprak kayması veya gaz kaçakları gibi tehlikelerle karşı karşıya gelebilir.

Kimyasal ve Toz Maruziyeti: İnşaat sahalarında kullanılan kimyasal maddeler, işçilerin solunum yoluyla maruz kalmalarına neden olabilir. Ayrıca yapı malzemelerinin kesilmesi veya zımparalanması sırasında oluşan tozlar, solunum problemlerine yol açabilir.

Isı ve Gürültü: Bazı inşaat işleri yüksek sıcaklıkta veya gürültülü ortamlarda gerçekleştirilebilir. İşçiler, sıcaklık stresi, güneş çarpması, işitme kaybı ve işitme rahatsızlıkları gibi risklerle karşılaşılabilir.

Şantiyeler ve İnşaatlarda Bel Yaralanmalarına Karşı Alınması Gereken Tedbirler Nelerdir?

Şantiyeler ve inşaatlarda bel yaralanmalarını önlemek için aşağıdaki tedbirlerin alınması önerilir:

Yük Kaldırma Tekniği: Yük kaldırırken, doğru tekniklerin kullanılması önemlidir. Bu teknikler, beli korumak için dizlerin bükülmesini ve kalçaların hareketini içerir. Ayrıca, yükün ağırlığına göre uygun bir kaldırma aracı kullanmak da önemlidir.

Yüklerin Taşınması: Yüklerin taşınması sırasında, işçilerin ağırlık merkezini korumaları önemlidir. Bu, yükün önde ya da arkada taşınmaması ve yükün ağırlığına göre uygun bir taşıma aracının kullanılması anlamına gelir.

İşçi Eğitimi: İşçilerin, bel yaralanmaları riskini azaltmak için uygun teknikleri öğrenmeleri gerekir. İşçilere, yük kaldırma teknikleri, doğru duruş ve hareketler ve yük taşıma araçları hakkında eğitim verilmelidir.

İş Güvenliği Ekipmanları: İş güvenliği ekipmanları, işçilerin bel yaralanmalarından korunmalarına yardımcı olabilir. Bu ekipmanlar arasında bel destekli kemerler, sırtlıklar ve yüksekliği ayarlanabilen iş ayakkabıları bulunur.

Yeterli Dinlenme: İşçilerin yeterli dinlenme ve ara verme süreleri verilmesi, bel yaralanmalarının önlenmesinde önemli bir faktördür. İşçilerin aşırı çalıştırılmaması ve yorulmalarının önlenmesi gerekir.

Güvenli Çalışma Ortamı: İnşaat sahasının düzenli olarak temizlenmesi ve yüksekliğe uygun merdivenlerin, iskelelerin kullanılması da önemlidir. Güvenli bir çalışma ortamı, bel yaralanmalarının önlenmesinde etkili bir faktördür.

Bu tedbirlerin alınması, işçilerin bel yaralanmalarından korunmalarına yardımcı olabilir ve iş sağlığı ve güvenliği açısından önemlidir.

Belde Omurga Kırılmalarının Nedenleri Nelerdir?

Omurga kırılmaları, bel bölgesinde (lomber omurga) meydana gelen omurga kemiklerinin çatlak veya kırılma şeklindeki yaralanmalardır. Belde omurga kırılmalarına çeşitli nedenler yol açabilir:

Travma: En yaygın nedenlerden biri travmadır. Araç kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları veya şiddetli darbeler sonucu bel bölgesinde omurga kırıkları oluşabilir.

Osteoporoz: Osteoporoz, kemik yoğunluğunun azalması ve kemiklerin zayıflaması durumudur. Bu durumda, normalde hafif bir travma sonucunda bile omurga kırıkları oluşabilir.

Tümörler: Kanserli tümörler, bel bölgesinde omurga kırıklarına neden olabilir. Tümörler, omurga kemiklerinin zayıflamasına veya hasarına yol açabilir.

İnfeksiyonlar: Bel bölgesindeki omurga kemiklerine yayılan enfeksiyonlar da omurga kırıklarına yol açabilir. Özellikle omurga kemiklerinin iltihaplanması (osteomiyelit) durumunda bu risk artar.

Metabolik Hastalıklar: Metabolik hastalıklar, bel bölgesinde omurga kırıklarına neden olabilen kemik hastalıkları geliştirebilir. Örneğin, Paget hastalığı veya osteomalazi gibi hastalıklar kemiklerin zayıflamasına ve kırılmaların oluşmasına yol açabilir.

Omurga kırıklarının nedenleri çeşitli olabilir ve kişinin durumuna bağlı olarak farklı faktörler rol oynayabilir. Tedavi ve iyileşme süreci genellikle kırığın ciddiyetine, bireysel duruma ve tedavi yöntemlerine bağlı olarak belirlenir.

Bel Kırılması Sonrası Oluşan Klinik Bulgular?

Bel kırığı (lomber omurga kırığı) sonrası ortaya çıkan klinik bulgular, kırığın ciddiyetine ve omurga yaralanmasının tipine bağlı olarak değişebilir. Bununla birlikte, aşağıdaki belirtiler ve bulgular genellikle görülebilir:

Şiddetli Bel Ağrısı: Bel kırığı sonrasında, şiddetli ve yaygın bir bel ağrısı ortaya çıkabilir. Ağrı, kırığın yerine ve şiddetine bağlı olarak değişebilir.

Sırtta Hassasiyet: Omurga kırığı sonrasında, kırık bölgesinde sırtta hassasiyet veya ağrılı bir bölge oluşabilir. Bu bölgede dokunma, basınç veya hareketle artan ağrı hissedilebilir.

Omurga Eğriliği: Bel kırıkları, omurga stabilitesini etkileyebilir ve omurganın normal eğriliğinde değişikliklere neden olabilir. Bu durum, kamburluk veya deformite olarak ortaya çıkabilir.

Hareket Kısıtlılığı: Bel kırığı sonrasında, bel bölgesindeki ağrı ve rahatsızlık nedeniyle hareket kısıtlılığı yaşanabilir. Özellikle bükülme, eğilme ve dönme hareketlerinde zorluklar oluşabilir.

Kas Güçsüzlüğü: Bel kırığına bağlı olarak, omurga sinir kökleri veya omurilik üzerinde baskı oluşabilir. Bu da belirli kas gruplarının güçsüzleşmesine ve kas kontrolünün azalmasına yol açabilir.

Duyu Kaybı ve Karıncalanma: Omurga yaralanmaları sonucu, omurga sinir köklerinin veya omurilik kanalının sıkışması nedeniyle duyu kaybı, karıncalanma veya uyuşma hissi oluşabilir. Bu durum, bel bölgesinin altında (bacaklar, ayaklar) hissedilebilir.

İdrar ve Bağırsak Sorunları: Ciddi bel kırıklarında, omurilik hasarı oluşabilir. Bu durum, idrar yapma veya bağırsak hareketlerini kontrol etme yeteneğini etkileyebilir. İdrar yapma güçlüğü, idrar tutamama veya bağırsak hareketlerinin kontrolünde sorunlar görülebilir.

Bel kırıklarının belirtileri ve bulguları kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle, herhangi bir bel kırığı şüphesi durumunda, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Uzman, klinik değerlendirme, görüntüleme testleri ve diğer yöntemlerle doğru tanıyı koyabilir ve uygun tedavi planını belirleyebilir.

Bel Kırıklarında Teşhis Yöntemleri?

Bel kırıklarının teşhisi genellikle bir dizi yöntem kullanılarak yapılır. İşte bel kırıklarının teşhisinde yaygın olarak kullanılan yöntemler:

Fizik Muayene: Bir sağlık uzmanı, bel ağrısı şikayeti olan bir kişiyle fiziksel muayene yapar. Muayene sırasında, bel bölgesinde hassasiyet, deformite, sırt eğriliği veya hareket kısıtlılığı gibi bulgular aranır.

Radyografi (X-ışını): Radyografi, bel kırıklarının teşhisi için yaygın olarak kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Belirli bir yönde çekilen X-ışını görüntüleri, omurga kemiklerinin çatlaklarını, kırıklarını veya diğer anormalliklerini gösterir.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): MRG, bel kırıklarının daha detaylı bir değerlendirmesi için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem, omurga yumuşak dokularını (omurilik, diskler, ligamentler vb.) detaylı bir şekilde gösterir ve omurga kırıklarının ciddiyetini belirlemeye yardımcı olur.

Bilgisayarlı Tomografi (BT): BT taraması, bel kırıklarının detaylı bir görüntüsünü elde etmek için kullanılır. X-ışını kullanarak kesitsel görüntüler oluşturur ve kemik dokuların, kırıkların ve diğer yapısal değişikliklerin daha ayrıntılı bir değerlendirmesini sağlar.

Kemik Sintigrafisi: Kemik sintigrafisi, bel kırıklarının neden olduğu hasarın ve iltihaplanmanın tespiti için kullanılan bir nükleer tıp testidir. Radyoaktif bir madde enjekte edilir ve bu maddeyi tutan bölgeler, özellikle aktif kırıklar veya iltihaplı dokular, görüntülenir.

Bel kırığı şüphesi olan bir kişinin teşhisi genellikle bu görüntüleme yöntemlerinin kombinasyonunu içerir. Bu yöntemlerin kullanılması, bel kırığı tespitini ve kırığın ciddiyetini belirlemeyi sağlar. Bir sağlık uzmanı, hastanın semptomlarına, fizik muayene bulgularına ve görüntüleme sonuçlarına dayanarak doğru teşhisi koyabilir ve uygun tedavi planını belirleyebilir.

İş kazası

Bel Kırıklarında Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Bel kırıklarının tedavi yöntemleri, kırığın tipine, ciddiyetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İşte bel kırıklarının tedavi seçeneklerinden bazıları:

Konservatif Tedavi: Bazı durumlarda, bel kırıklarının konservatif (cerrahi olmayan) tedavisi önerilebilir. Bu tedavi genellikle stabil kırıklar için uygundur. Konservatif tedavi yöntemleri şunları içerebilir:

Yatak istirahati: Belirli bir süre boyunca yatak istirahati önerilebilir.
Ağrı yönetimi: Ağrıyı hafifletmek için ilaçlar, ağrı kesiciler veya kas gevşeticiler kullanılabilir.
Korse veya sırtlık: Omurgayı desteklemek için bel korsesi veya sırtlık kullanılabilir.
Fizik tedavi: Fizik terapi programları, omurga kaslarını güçlendirmek, hareketliliği artırmak ve ağrıyı azaltmak için uygulanabilir.
Cerrahi Tedavi: Bazı bel kırıkları, cerrahi müdahale gerektirebilir. Cerrahi tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

Vertebroplasti ve kifoplasti: Bu işlemler, kırık omurga kemiklerine özel bir madde enjekte ederek stabilizasyonu sağlar.
Omurga füzyonu: İyileşme için omurga kemiklerini birleştiren bir cerrahi prosedürdür.
Omurga cerrahisi: Ciddi veya instabil bel kırıklarında, omurganın stabilitesini sağlamak için cerrahi müdahale gerekebilir.
Tedavi yöntemi, kırığın ciddiyeti ve belirti ve bulgulara bağlı olarak belirlenir. Doktorunuz, bireysel durumunuza göre en uygun tedavi seçeneğini belirleyecektir. Tedavi süreci genellikle ağrı yönetimi, rehabilitasyon ve hareketlerin kademeli olarak yeniden kazandırılması gibi destekleyici önlemleri de içerir.

Tedavinin amacı, belirtileri hafifletmek, omurgayı stabilize etmek, fonksiyonları iyileştirmek ve komplikasyon riskini azaltmaktır. Bu nedenle, bel kırıkları durumunda bir sağlık uzmanına danışmak ve uygun tedavi seçeneğini belirlemek önemlidir.

İş kazası

Tedavi ve Operasyon Süreci

Bu operasyon, omurga instabilitesi ve bir dural yırtık tedavisi için yapılmıştır. Operasyon aşağıdaki adımları içermiştir:

Anestezi: Hastaya genel anestezi uygulanmıştır.

Pozisyonlama: Hasta prone pozisyonda (yüzüstü) konumlandırılmıştır.

Kesik: Th11 (11. torasik omur) ila S1 (1. sakral omur) arasında orta çizgiden dikey bir kesik yapılmıştır.

Kas Diseksiyonu: Paravertebral kaslar bilateral olarak subperiostal (periosteum altından) olarak disekte edilmiştir.

Vida Yerleştirme: Stabilite sağlamak için Th12, L1, L3, L4, L5 ve S1 omurlarına poliaksiyal titanyum transpediküler vidalar yerleştirilmiştir (toplamda 12 vida).

Laminektomi: L2 seviyesinde toplam laminektomi yapılmıştır, bu da spinal kanalın dekompresyonu için lamina (omur parçası) kaldırılmasını içerir.

Dural Yırtık Onarımı: Sol tarafta yaklaşık 1.5 cm büyüklüğünde bir dural yırtık tespit edilmiştir. Laminektomi L3’e uzatılmış ve dural yırtık başlıca (dikişler kullanarak) onarılmıştır.

Çubuk Yerleştirme: İki çubuk bükülerek vida ile birbirine bağlanmıştır, ek stabilizasyon sağlamak için.

Çapraz bağ Yerleştirme: Ek takviye için üç parça çapraz bağ sisteme bağlanmıştır.

Kemik Greftleme: Vidalar ve çubuklar etrafına kemik greft malzemesi yerleştirilerek omurlar arasında kaynama teşvik edilmiştir.

Hemostaz ve Yıkama: Operasyon bölgesi kanama açısından dikkatlice incelenmiş ve temizlik yapılmıştır.

Dren Yerleştirme: Fazla sıvı veya kanın boşaltılması için Hemovac dren cerrahi bölgede bırakılmıştır.

Katman Kapatma: Kas tabakası, fasya (bağ doku) ve deri anatomik olarak kapatılmıştır (orijinal pozisyonlarında).

Komplikasyonlar: Operasyon sırasında herhangi bir komplikasyon olmamıştır.

Kan Transfüzyonu: Operasyon sırasında 2 ünite tam kan transfüzyonu uygulanmıştır.

Anahtar kelimeler: Dr. Mustafa Akgun, operasyon, bel kırığı, spinal instabilite, dural yırtık, anestezi, pozisyonlama, kesik, kas diseksiyonu, vida yerleştirme, laminektomi, dural yırtık onarımı, çubuk yerleştirme, çapraz bağ yerleştirme, kemik greftleme, hemostaz, yıkama, dren yerleştirme, katman kapatma, komplikasyonlar, kan transfüzyonu bel omurgası, spinal kırık, omurga kırığı, bel ağrısı, bel yaralanması, omurga yaralanması, bel travması, bel fıtığı, omurga instabilitesi, vertebral kırık, omurga cerrahisi

Hashtagler: #Dr_Mustafa_Akgun #operasyon #bel_kırığı #spinal_instabilite #dural_yırtık #anestezi #pozisyonlama #kesik #kas_diseksiyonu #vida_yerleştirme #laminektomi #dural_yırtık_onarımı #çubuk_yerleştirme #çapraz_bağ_yerleştirme #kemik_greftleme #hemostaz #yıkama #dren_yerleştirme #katman_kapatma #komplikasyonlar #kan_transfüzyonu #bel_omurgası #spinal_kırık #omurga_kırığı #bel_ağrısı #bel_yaralanması #omurga_yaralanması #bel_travması #bel_fıtığı #omurga_instabilitesi #vertebral_kırık #omurga_cerrahisi

Dr. Mustafa Akgun

Son Güncelleme: 11.05.2023