Anevrizmal Kemik KistiAnevrizmal Kemik Kisti

Anevrizmal kemik kistleri, kemik içindeki anormal bir boşluktur. Genellikle iyi huyludur ve kanser değildir. Bununla birlikte, belirtiler ortaya çıktığında tedavi gerekebilir. Anevrizmal kemik kistleri genellikle rastlantısal olarak keşfedilir ve hiçbir belirti vermezler. Bununla birlikte, kemik kistleri büyüdükçe, kemiklerin zayıflamasına ve kırılma riskinin artmasına neden olabilirler. Ayrıca, kistin büyüklüğüne bağlı olarak ağrı, şişlik ve sertlik gibi semptomlar da ortaya çıkabilir.

Anevrizmal kemik kistlerinin tedavisi, semptomları yönetmek ve kemik hasarını önlemek için yapılır. Küçük kistler genellikle izlemeye alınabilir, ancak daha büyük kistler cerrahi müdahale gerektirebilir. Cerrahi müdahale sırasında, kist genellikle çıkarılır ve kemikteki boşluğun doldurulması için bir dolgu maddesi kullanılır.

Tedavi seçeneği, kistin boyutuna, yerine ve semptomların şiddetine göre değişebilir. Tedavi planını belirlemek için bir doktorla görüşmek en iyisidir.

Anevrizmal Kemik Kistleri Hangi Kemiklerde Görülebilir?

Anevrizmal kemik kistleri genellikle gençler ve genç yetişkinler arasında görülen bir kemik lezyonudur. Bu tür kistler genellikle uzun kemiklerde, özellikle femur (uyluk kemiği), tibia (kaval kemiği) ve humerus (kol kemiği) gibi kemiklerde görülür.

Ancak, nadir durumlarda, anevrizmal kemik kistleri kısa kemiklerde de ortaya çıkabilir, örneğin el ve ayak kemiklerinde. Bu kistler aynı zamanda pelvis, omurga ve kaburga gibi diğer kemiklerde de görülebilir, ancak bu durumlar daha nadirdir.

Anevrizmal kemik kistleri çoğunlukla tek taraflıdır, yani sadece bir kemikte görülürler, ancak nadir durumlarda birden fazla kemikte de görülebilirler.

Anevrizmal Kemik Kisti
Anevrizmal Kemik Kisti

Omurgada Anevrizmal Kemik Kisti Görülmesi

Anevrizmal kemik kistleri omurgada da görülebilir, ancak bu oldukça nadir bir durumdur. Omurgada görülen anevrizmal kemik kistleri genellikle bel bölgesinde (lomber omurga) veya göğüs bölgesinde (torasik omurga) ortaya çıkarlar.

Omurgadaki anevrizmal kemik kistleri genellikle rastlantısal olarak keşfedilmektedir ve hiçbir semptom vermezler. Ancak, kist büyüdükçe, omurga kemiklerinin zayıflamasına ve kırılma riskinin artmasına neden olabilirler. Ayrıca, omurganın baskı altında kalmasına neden olabilirler, bu da sinir sıkışması ve ağrı gibi semptomlara neden olur.

Omurgadaki anevrizmal kemik kistleri genellikle radyolojik görüntüleme yöntemleri ile teşhis edilebilmektedir. Tedavi seçeneği, kistin boyutuna, konumuna ve semptomların şiddetine bağlı olarak değişir. Küçük kistler genellikle takip edilirken, daha büyük kistler cerrahi olarak çıkarılabilmektedir. Ayrıca, omurganın stabilizasyonu için destekleyici bir cihaz da kullanılabilmektedir. Tedavi planı, bir doktor tarafından belirlenir ve bireysel olarak değişebilmektedir.

Anevrizmal Kemik Kistine Bağlı Vertebra Kırığında Belirtiler Neler Olur?

Anevrizmal kemik kisti, omurga kemiklerinde bir boşluk oluşmasına neden olur. Eğer bu kist omurga kemiklerindeki bir bölgede büyürse, kemiklerin zayıflamasına ve kırılmalarına neden olabilmektedir. Bu durum, özellikle omurga kemiğindeki anevrizmal kemik kisti büyüdüğünde belirtiler gösterir.

Anevrizmal kemik kistine bağlı vertebra kırığının belirtileri şunları içerir:

  • Şiddetli sırt ağrısı, özellikle kırık bölgenin hemen üzerinde.
  • Omurga hareketlerinde sınırlılık veya kısıtlılık.
  • Omurga bölgesinde hassasiyet ve ağrıya neden olan dokunma ile kötüleşen ağrı.
  • Omurganın baskı altında kalması nedeniyle bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya zayıflık gibi sinir semptomları.
  • Omurga kırığından kaynaklanan boyun, sırt veya belde deformasyonlar.
  • Solunum güçlüğü, öksürük veya nefes almada ağrı gibi solunum semptomları.

Vertebra kırığına bağlı belirtiler, kırığın şiddetine ve omurganın hangi bölgesinde olduğuna bağlı olarak değişebilmektedir. Bu belirtilerle karşılaşıldığında, bir doktora danışmak ve gerekli tedavileri almaya başlamak önemlidir.

Anevrizmal Kemik Kistine Bağlı Vertebra Kırığında Tedavi seçenekleri

Anevrizmal kemik kisti nedeniyle oluşan vertebra kırıklarının tedavisi, kırığın şiddetine, hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve semptomlara göre değişir. Tedavi seçenekleri şunları içerir:

  • Gözlem: Küçük boyutlu vertebra kırıkları, semptomlara neden olmadığı sürece doktorlar tarafından takip edilmektedir. Bu durumda, hasta sadece dinlenme, sırt desteği ve ağrı kesicilerle tedavi edilebilmektedir.
  • Cerrahi müdahale: Büyük ve ciddi vertebra kırıkları cerrahi olarak tedavi edilebilmektedir. Ameliyat sırasında, kemik kırığına bağlı kist de çıkarılmaktadır. Cerrahi, omurganın stabilizasyonunu sağlamak için metal implantların kullanılması ile gerçekleştirilebilmektedir.
  • Radyofrekans ablasyonu: Bu yöntemde, anevrizmal kemik kistine özel bir cihaz yardımıyla yüksek sıcaklık uygulanarak kist yakılıp ve öldürülmektedir. Bu işlem, kemik kırığına bağlı semptomların azaltılmasına yardımcı olur.
  • Kemik çimentosu: Bu yöntemde, özel bir çimento karışımı, kırık bölgeye enjekte edilerek kemik yapısının yeniden oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu işlem, kemik kırığına bağlı ağrının hafifletilmesine yardımcı olur.

Her hastanın durumuna ve semptomlarına bağlı olarak tedavi seçenekleri farklılık göstermektedir. Tedavi planı bir doktor tarafından belirlenmelidir.

Kriyocerrahi ile Anevrizmal Kemik Kistlerinin Tedavisi

Anevrizmal kemik kistleri, kemik dokusunda içi sıvı dolu bir kist oluşumudur. Bu kistler kemiklerde zayıflığa ve kırılmaya neden olabilirler. Anevrizmal kemik kistleri, birçok farklı tedavi yöntemiyle tedavi edilebilmektedir. Bunlardan biri de kriyocerrahidir.

Kriyocerrahi, sıvı azotunun kullanıldığı bir işlem olup, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Bu yöntemde, kist içerisine sıvı azot uygulanarak, kist dondurulup ve yok edilmektedir. Bu işlem sonrasında kemik kistinin yerinde yeni kemik dokusu oluşur.

Kriyocerrahi, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde etkili bir seçenek olarak kabul edilmektedir. Bu yöntem, diğer tedavi yöntemleriyle karşılaştırıldığında daha az invazivdir. Kriyocerrahi işlemi, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilmektedir ve hastanın aynı gün içinde taburcu olmasına izin verir.

Ancak, kriyocerrahinin her zaman uygun bir tedavi yöntemi olmadığı unutulmamalıdır. Bazı durumlarda, kist çok büyük olduğunda veya kemik yapısına çok fazla zarar verdiğinde kriyocerrahi yetersiz kalır ve daha agresif tedavi seçenekleri gerekebilmektedir. Bu nedenle, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisi, her hasta için farklılık gösterir ve bir uzmanın gözetimi altında yapılmalıdır.

Anevrizmal Kemik Kistlerinde Radyoterapinin Yeri

Anevrizmal kemik kistleri, kemikte oluşan içi sıvı dolu bir kisttir ve genellikle benigndir. Ancak, kemiklerdeki anevrizmal kemik kistleri, kemik zayıflığına ve kırılmaya neden olabilirler. Anevrizmal kemik kistleri tedavisi, kistin boyutuna, semptomların şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.

Radyoterapi, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde nadiren kullanılan bir yöntemdir. Bunun nedeni, radyoterapinin kistin tamamen ortadan kaldırılmasına yardımcı olamamasıdır. Ayrıca, radyoterapi yan etkilere de neden olabilmektedir.

Anevrizmal kemik kistlerinde radyoterapi, kemik kisti boyutunu azaltmak, ağrıyı hafifletmek ve kırık riskini azaltmak gibi amaçlarla kullanılabilmektedir. Ancak, bu yöntem sadece belirli durumlarda kullanılmalıdır ve kistin boyutuna bağlı olarak değişebilmektedir. Özellikle, kistin büyüklüğü radyoterapi için uygun değilse, diğer tedavi seçenekleri tercih edilmelidir.

Sonuç olarak, radyoterapi, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde nadiren kullanılan bir yöntemdir ve diğer tedavi seçenekleri tercih edilmektedir. Tedavi planı, hastanın durumu, semptomlar ve kistin büyüklüğüne bağlı olarak belirlenmelidir ve bir uzman tarafından yönlendirilmelidir.

Anevrizmal Kemik Kistleri Nüks Eder mi?

Evet, anevrizmal kemik kistleri nüks edebilmektedir. Anevrizmal kemik kistleri, kemikte oluşan içi sıvı dolu bir kisttir. Genellikle benign olmasına rağmen, kistler kemikte zayıflığa ve kırılmaya neden olabilirler. Anevrizmal kemik kistlerinin tedavisi, kistin boyutuna, semptomların şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir.

Anevrizmal kemik kistleri tedavisi sonrası nüks etme olasılığı düşüktür. Ancak bazı durumlarda nüks edebilmektedir. Bu nedenle, tedavi sonrası düzenli takip önerilmektedir. Nüks riski, kistin büyüklüğüne, yerine, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir.

Nüks eden anevrizmal kemik kistleri, genellikle ilk tedavi yöntemiyle aynı yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Tedavinin başarısı, kistin büyüklüğüne, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir.

Sonuç olarak, anevrizmal kemik kistleri nadiren nüks edebilmektedir, ancak nüks riski varsa, düzenli takip önerilmektedir. Nüks eden kistler, genellikle ilk tedavi yöntemiyle aynı yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Ancak, tedavi planı, hastanın durumu, semptomlar ve kistin büyüklüğüne bağlı olarak belirlenmelidir ve bir uzman tarafından yönlendirilmelidir.

RF Ablasyonun Etki Mekanizması Nedir?

Radyofrekans (RF) ablasyon, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisi için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde, yüksek frekanslı elektromanyetik enerji kullanarak kistin içindeki sıvıyı buharlaştırmak ve kist duvarını yok etmek amaçlanmaktadır.

RF ablasyon işlemi, özel bir cihaz kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu cihaz, cilde küçük bir kesi yapılarak kiste doğru ilerletilmektedir. Ardından, kist içine bir iğne yerleştirilip ve yüksek frekanslı elektromanyetik enerji bu iğne vasıtasıyla kiste uygulanır. Enerji, kist içindeki sıvıyı buharlaştırır ve kist duvarını tahrip eder.

RF ablasyonun etki mekanizması, yüksek frekanslı elektromanyetik enerjinin kist içindeki sıvıyı ısıtması ve buharlaştırması sonucunda ortaya çıkar. Bu ısınma işlemi, kist duvarının tahrip olmasına neden olur. Kist duvarı tahrip olduğunda, kist içindeki sıvı dışarıya akar ve kist büyüklüğü azalır.

RF ablasyon, anevrizmal kemik kistlerinin tedavisi için güvenli ve etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ancak, tedavinin etkinliği ve güvenliği, kistin büyüklüğüne, yeri ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir. Tedavi planı, bir uzman tarafından belirlenmelidir.

Anevrizmal Kemik Kistlerinde Patolojik İnceleme Bulguları Nelerdir?

Anevrizmal kemik kistleri patolojik inceleme ile teşhis edilmektedir. Bu incelemede, kist içindeki materyal örnek alınarak mikroskop altında incelenmektedir. Patolojik inceleme bulguları şunları içerebilmektedir:

  • Kanama: Anevrizmal kemik kistlerinde kanama oluşması sık görülmektedir ve bu kanama kistin içinde koyu renkli alanlar oluşmasına neden olabilmektedir.
  • Fibröz doku: Kistin içinde fibröz doku adı verilen bir tür bağ dokusu bulunmaktadır. Bu doku, kistin duvarlarını oluşturur.
  • İnflamasyon: Anevrizmal kemik kistleri, etrafındaki kemik dokusu ile temas halinde olduğu için, bu dokuda iltihaplanma görülebilmektedir.
  • Hemosiderin: Kanama sonrası kistin içinde hemosiderin adı verilen demir pigmenti birikimi gözlenebilmektedir.
  • Rieske hücreleri: Nadiren görülen bir bulgu olan Rieske hücreleri, kist içinde yer alan hücrelerin özelliklerini değiştirerek kistin büyümesine neden olabilmektedir.

Bu bulgular, anevrizmal kemik kistlerinin teşhisinde ve tedavisinde kullanılmaktadır. Patolojik inceleme sonucu elde edilen bulgular, kistin boyutu, yerleşimi ve tedavi yöntemleri gibi faktörlere göre tedavi planlamasında etkili olabilmektedir.

Literatür

S. Kiattavorncharoen, U. Joos, C. Brinkschmidt, R. Werkmeister, Aneurysmal bone cyst of the mandible:  A case report, International Journal of Oral and Maxillofacial Surgery, Volume 32, Issue 4, 2003, Pages 419-422

Bu makalede, çene kemiğinde meydana gelen bir anevrizmal kemik kisti (AKK) vakası sunulmaktadır. Hastanın şikayetleri arasında çene bölgesinde şişlik ve ağrı vardı. Radyolojik incelemeler sonucunda, sol mandibulada büyük bir kistik lezyon saptandı. Biyopsi sonucunda AKK teşhisi konuldu.

Tedavi amacıyla, cerrahi müdahale ile kist çıkarıldı ve kemik grefti ile yerini dolduruldu. Cerrahi sonrası dönemde, hastanın ağrısı azaldı ve yüz şekli normale döndü. İki yıl takip sonrasında, herhangi bir nüks veya komplikasyon görülmedi.

Makale, çene bölgesinde meydana gelen anevrizmal kemik kistlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Cerrahi müdahale, bu tür kistlerin tedavisinde etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ancak, tedavi planı, kistin büyüklüğü, yeri ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir.

Zhi-Jun Sun, Yi-Fang Zhao, Rui-Li Yang, Roger A. Zwahlen, Aneurysmal Bone Cysts of the Jaws: Analysis of 17 Cases, Journal of Oral and Maxillofacial Surgery, Volume 68, Issue 9, 2010, Pages 2122-2128 

Bu makalede, çene bölgesinde meydana gelen anevrizmal kemik kistlerinin 17 olgusu incelenmiştir. Tüm hastaların klinik ve radyolojik özellikleri kaydedilmiştir. Ayrıca, tedavi yöntemleri, tedavi sonrası takip sonuçları ve olası nüksler hakkında bilgi verilmiştir.

Çalışmanın sonuçlarına göre, anevrizmal kemik kistleri, çene bölgesindeki kistik lezyonların nadir bir şekilde görülen türüdür. Tüm vakalarda, kistin teşhisi radyolojik görüntüleme ve histopatolojik inceleme sonucunda konulmuştur. Tedavi yöntemleri arasında, cerrahi müdahale, kemik greftleri, kist duvarının sklerozan ajanlarla tedavisi ve rekonstrüksiyon prosedürleri yer almaktadır.

Makale, çene bölgesindeki anevrizmal kemik kistlerinin teşhis ve tedavisinde uygulanabilen farklı yaklaşımları ve tedavi sonrası takip gerekliliklerini belirtmektedir. Sonuç olarak, cerrahi müdahale, kistin boyutuna, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak etkili bir tedavi yöntemi olabilmektedir. Bununla birlikte, uzun dönem takip, nüks riskinin izlenmesi açısından önemlidir.

Z. J. Sun, MD, H. L. Sun, DDS, R. L. Yang, DDS, R. A. Zwahlen, MD, and Y. F. Zhao, DDS, MSc Aneurysmal Bone Cysts of the Jaws: International Journal of Surgical Pathology Volume 17 Number 4 August 2009 311-322

Bu makalede, çene kemiklerinde meydana gelen anevrizmal kemik kistlerinin klinik özellikleri, patolojik incelemeleri ve tedavi seçenekleri incelenmiştir. Makale, 17 anevrizmal kemik kisti vakasının retrospektif bir analizini içermektedir.

Anevrizmal kemik kistlerinin çoğunlukla çene kemiklerinde görüldüğünü ve kadınlarda erkeklere göre daha sık rastlandığını görülmektedir. Ayrıca, kistlerin genellikle 20 yaşın altındaki gençlerde ortaya çıktığı belirlenmiştir. Patolojik incelemelerde, kist içinde kanama, fibröz doku ve multinükleer dev hücrelerin görüldüğü tespit edilmiştir.

Tedavi seçenekleri arasında, cerrahi müdahale, kriyoterapi, skleroterapi ve radyoterapi gibi yöntemler yer almaktadır. Bu yöntemlerden hangisinin kullanılacağı, kistin boyutuna, yerleşimine ve hastanın yaşına göre belirlenmektedir.

Makalenin sonuçları, anevrizmal kemik kistlerinin çene kemiklerinde sık görülen bir lezyon olduğunu belirtmektedir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale ve diğer yöntemlerin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, patolojik incelemelerin teşhis ve tedavi planlamasında önemli bir rol oynadığı vurgulanmaktadır.

JAMES K. LIU, M.D., DOUGLAS L. BROCKMEYER, M.D., ANDREW T. DAILEY, M.D., AND MEIC H. SCHMIDT, M.D. Surgical management of aneurysmal bone cysts of the spine Neurosurg Focus 15 (5): Article 4, 2003

Bu makale, omurga üzerinde meydana gelen anevrizmal kemik kistlerinin cerrahi yönetimini ele almaktadır. Makalede, 17 hasta üzerinde yapılan bir retrospektif çalışmanın sonuçları sunulmuştur.

Sonuçlar, omurga anevrizmal kemik kistlerinin çoğunlukla adolesan ve genç yetişkinlerde görüldüğünü, bel bölgesinde en sık rastlandığını ve kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü göstermiştir. Tedavi yaklaşımları arasında, cerrahi müdahale, embolizasyon, kemoterapi, radyoterapi ve skleroterapi gibi yöntemler yer almaktadır.

Makale, cerrahi müdahalenin anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde etkili bir yöntem olduğunu anlatmaktadır. Kistlerin boyutuna, yerleşimine ve hastanın yaşı gibi faktörlere göre cerrahi yönetim stratejisinin belirlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, anevrizmal kemik kistleri nadir görülen bir patolojidir. Bunun için multidisipliner bir yaklaşımın gerekliliği de belirtilmektedir.

Makale, omurga anevrizmal kemik kistlerinin cerrahi yönetimi hakkında önemli bir bilgi kaynağıdır ve cerrahi müdahalenin tedavi seçenekleri arasında önemli bir yer tuttuğunu vurgulamaktadır.

https://citeseerx.ist.psu.edu/document?repid=rep1&type=pdf&doi=d3cdcaa92da8d8b2c6262f15021eadd8b690eb39

Bu makale Dr. Ma ve arkadaşları tarafından 2009 yılında yayınlanmıştır. Anevrizmal kemik kistlerinin nüksü ve tedavi sonrası sonuçlarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Bu çalışmada, 24 hasta retrospektif olarak incelenmiştir ve ortalama takip süresi 6 yıldır.

Çalışmanın sonuçları, anevrizmal kemik kistlerinin nüksünün %25 oranında olduğunu göstermektedir. Nüks oranının, kistin boyutuna, yerleşimine, tedavi yöntemine ve hastanın yaşı gibi faktörlere bağlı olduğu bulunmuştur. Ayrıca, cerrahi müdahale sonrası nüks oranının, radyoterapi, skleroterapi ve embolizasyon gibi farklı tedavi yöntemlerine göre daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Makale, anevrizmal kemik kistlerinin nüks riskinin yüksek olduğunu ve tedavi sonrası takip edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, cerrahi müdahale sonrası nüks riskini azaltmak için farklı tedavi yöntemlerinin de kullanılabileceği belirtilmektedir.

Bu makale, anevrizmal kemik kistleri olan hastaların tedavi sonrası takibinde önemli bir referans kaynağıdır. Ayrıca farklı tedavi yöntemlerinin nüks riskini azaltmada etkili olabileceğini göstermektedir.

Capanna, R., et al. “Aneurysmal bone cyst of the spine.” JBJS 67.4 (1985): 527-531. 

Bu makalede, omurga anevrizmal kemik kistlerinin cerrahi tedavisi ile ilgili sonuçlar sunulmuştur. Yazarlar, 16 hastanın 17 anevrizmal kemik kisti vakasını incelemişlerdir. Tüm vakalara cerrahi müdahale uygulanmıştır. Hastaların 12’sinde laminektomi ve tümörün çıkarılması;

  • 2’sinde anterior eksizyon ve vertebral korpusların füzyonu
  • 1’inde embolizasyon ve tümörün rezeksiyonu yapılmıştır.

Takip süresi ortalama 6.2 yıldır. Tüm hastalar ağrısız hale gelmiş ve nüks görülmemiştir. Yazarlar, omurga anevrizmal kemik kistlerinin cerrahi müdahale ile başarılı bir şekilde tedavi edilebileceğini ve uygun cerrahi tekniklerin kullanılması ile iyi sonuçların alınabileceğini belirtmişlerdir.

MALCOLM C. HAY, DENNIS PATERSON, ThOMAS K. F. TAYLOR ANEURYSMAL BONE CYSTS OF THE SPINE  THE JOURNAL OF BONE AND JOINT SURGERY VOL. 60-B, No. 3, AUGUST 1978

Bu makalede, omurga anevrizmal kemik kistlerinin klinik özellikleri, histolojik özellikleri, radyolojik özellikleri ve tedavisi tartışılmaktadır. Yazarlar, 11 hasta ile ilgili vakaları sunup, 8 hastada cerrahi müdahale uygulanmıştır. Tüm hastaların radyografilerinde kistik lezyonlar görülmüştür. Histopatolojik inceleme sonrasında, tüm hastalarda anevrizmal kemik kist tanısı konulmuştur. Cerrahi tedavi uygulanan hastaların tamamında ağrıların hafiflediği ve nüks görülmediği belirtilmiştir. Ancak, non-kirurgik tedavi uygulanan 3 hastada nüks görülmüştür. Yazarlar, cerrahi tedavinin, omurga anevrizmal kemik kistlerinin tedavisinde etkili olduğunu ve nüks olasılığını azalttığını belirtmişlerdir.

Stefano Boriani, MD,* Federico De Iure, MD,* Laura Campanacci, MD,* Alessandro Gasbarrini, MD,* Stefano Bandiera, MD,* Roberto Biagini, MD,† Franco Bertoni, MD,§ and Piero Picci, MD‡ Aneurysmal Bone Cyst of the Mobile Spine Report on 41 Cases: SPINE Volume 26, Number 1, pp 27–35 ©2001, Lippincott Williams & Wilkins, Inc.

Bu makale, mobil omurgada anevrizmal kemik kisti (ABK) vakaları hakkında bir rapor sunmaktadır. 41 vakayı kapsayan çalışmada, ABK’nin klinik özellikleri, radyolojik görüntülenmesi, tedavi seçenekleri ve sonuçları ele alınmaktadır. Yazarlar, tedavinin genellikle cerrahi müdahale olduğunu ve iyi seçilen olgularda başarılı sonuçlar elde edildiğini belirtmektedirler. Sonuç olarak, mobil omurgada ABK’ye sahip hastaların iyi bir klinik değerlendirmeden geçmeleri gereklidir. Buna göre uygun tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirilmeleri gerekmektedir.