Serebral subaraknoid kanamaSerebral subaraknoid kanama

Serebral subaraknoid kanama (SAH), beyin ile onu çevreleyen ince zarlar arasındaki boşlukta kanama ile karakterize tıbbi bir durumdur. Bu kanamaya yırtılmış bir anevrizma, zayıflamış bir kan damarı veya kafa travması neden olabilmektedir. SAH, acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi ve yaşamı tehdit eden bir durumdur. Ani olarak ortaya çıkan belirtiler:

  • şiddetli baş ağrısı,
  • mide bulantısı ve kusma,
  • ışığa karşı hassasiyet,
  • bilinç kaybı gibi belirtilere neden olabilmektedir.

Erken tanı ve tedavi, başarılı bir sonuç alma şansını artırmak için çok önemlidir. Tedavi cerrahi, ilaç veya her ikisinin bir kombinasyonunu içerir. SAH, yönetilmesi karmaşık ve zorlu bir durum olabilmekte ve iyileşme haftalar veya aylar sürebilmektedir.

Serebral Subaraknoid Kanama
Serebral Subaraknoid Kanama

Serebral subaraknoid kanama nedenleri nelerdir?

Subaraknoid kanamalara (SAK) çeşitli faktörler neden olur. Ancak en yaygın neden rüptüre beyin anevrizmasıdır. Beyin anevrizması, beyindeki bir kan damarının zayıflamış ve şişkin bir bölgesidir. Bir anevrizma yırtıldığında, kan subaraknoid boşluğa dökülerek kanamaya neden olur. Serebral subaraknoid kanama (SAH)’ın diğer daha az yaygın nedenleri şunlardır:

  • Arteriyovenöz malformasyonlar (AVM’ler): AVM’ler beyindeki arterler ve damarlar arasındaki anormal bağlantılardır. Bunlar kan damarlarının zayıflamasına ve yırtılma eğilimine girmesine neden olur.
  • Anevrizma: Anevrizma, Willis Poligonu gibi serebral arterlerde bulunur. Bu lezyonlar anormal arter duvarı defektleridir ve damarlar üzerinde balon şeklinde görülürler.
  • Travma: Başa alınan şiddetli bir darbe, subaraknoid boşlukta kanamaya neden olur.
  • Kanama bozuklukları: Hemofili veya trombositopeni gibi bazı kanama bozuklukları beyinde spontan kanamalara neden olur.
  • Kan damarı iltihabı: Nadir durumlarda, beyindeki kan damarlarının iltihaplanması, bunların zayıflamasına ve yırtılmasına neden olur.
  • Tümörler: Beyin tümörleri, kan damarlarına baskı uygulayarak subaraknoid boşlukta kanamaya neden olur.

SAH için risk faktörleri arasında ailede anevrizma öyküsü, sigara içme, yüksek tansiyon, yaş yer alır. SAK, 40 yaşın üzerindeki kişilerde daha yaygındır. Kadınların ayrıca erkeklerden daha fazla anevrizma geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bazen SAH’ın tanımlanabilir herhangi bir neden olmadan ortaya çıkabileceğini not etmek önemlidir. Baş ağrısı semptomları veya diğer nörolojik semptomlar yaşıyorsanız, derhal tıbbi yardım almanız önemlidir.

Arteriyovenöz malformasyonlar (AVM’ler) nedir?

Arteriyovenöz malformasyonlar (AVM’ler), vücuttaki arterler ve damarlar arasındaki anormal bağlantılardır. Sağlıklı bir vücutta kan, oksijence zengin kanı kalpten uzaklaştıran atardamarlardan, dokularla oksijen ve besin alışverişi yapan kılcal damarlara ve ardından oksijeni tükenmiş kanı tekrar kalbe ve akciğerlere taşıyan damarlara akar.

Bununla birlikte, bir AVM’de, atardamarlar ve toplardamarlar arasındaki kılcal damarlar eksiktir veya anormal şekilde oluşturulmuştur. Bu da atardamarlar ve toplardamarlar arasında doğrudan bir bağlantıya neden olur. Bu, normal kan akışında bir kısayol oluşturarak, yüksek basınçlı arteriyel kanın kılcal damarlarda uygun şekilde filtrelenmeden veya oksijenlenmeden doğrudan damarlara akmasına izin verir.
Bir AVM’den anormal kan akışı, kan damarı duvarlarının zayıflaması ve çevre doku veya organlarda kanamaya yol açabilen yırtılma riskinin artması gibi çeşitli sorunlara neden olur. AVM’ler vücudun herhangi bir yerinde oluşabilmektedir, ancak en sık beyin ve omurilikte bulunmaktadır.

AVM’ler ile genellikle doğumda karşılaşılmaktadır. Ancak semptomlar AVM’nin büyüdüğü veya sorunlara neden olmaya başladığı yaşamın ilerleyen dönemlerine kadar ortaya çıkmayabilmektedir. Bir AVM’nin semptomları arasında;

  • baş ağrıları,
  • nöbetler,
  • kollarda veya bacaklarda zayıflık veya uyuşma,
  • görme veya konuşma sorunları,
  • beyinde veya diğer organlarda kanama yer alabilmektedir.

AVM’lerin tedavisi tipik olarak anormal kan damarlarını çıkarmak veya onarmak için ameliyat veya embolizasyon (kan damarlarını bir madde ile bloke etme) veya radyasyon tedavisi gibi daha az invaziv prosedürleri içerir. Tedavi seçimi, AVM’nin yeri ve boyutu ile hastanın genel sağlığı ve diğer tıbbi durumlarına bağlıdır.